Virüse İbret Nazarıyla Bakmak

Virüse İbret Nazarıyla Bakmak 


Gündemimizi çokça meşgul eden bir mesele ile uğraşıyoruz bu sıralar. Bu mesele, kimine göre ilahi adalet kimine göre doğanın intikamı kimine göre ise biyolojik silah vb. olarak yorumlanıyor. Fikrimce virüs adıyla ortaya çıkan bu mahluka her yönden bakılabilir aslında. Fakat ben bazılarımız için bir dert olmanın yanı sıra “ders” niteliği taşıyan ve gerçekten de bize bir şeyler öğretmek için gönderilmiş olduğu kanaatindeyim. Başımızdaki bu olay, aklını kullanmayanlar veya kullanmak istemeyenler için bir dert ve hastalıktan başka bir şey olarak gözükmeyebilir. Fakat aklını kullananlar için bir ibret, ders ve nefsimize çeki düzen vermek için bir uyarıcı niteliği taşımaktadır. Biz de bütün bu yaşananlardan neler çıkardığımızı ve çıkarabileceğimizi kendimize sormalıyız.

Yaşananları, kaderin bir oyunu olarak değil de yaşanılması ve ibret alınması gereken bir olay olarak düşünerek ve hayatımıza olumlu bir yön vererek işe başlayabiliriz. Kader karşımıza her zaman razı olacağımız şeyler çıkarmayacaktır. Yeri gelince tecrübe edineceğimiz, dersler çıkaracağımız musibetleri hayatımızın her köşesinde göreceğiz. Fakat insan hayatı hiçbir zaman dört dörtlük olmamıştır ve olmayacaktır bunu aklımızın bir köşesinde bulundurmalıyız. Bu cümlemi sizleri karamsarlığa düşürmek için söylemiyorum. Aksine başımıza gelen her olaya karşı ibret nazarıyla bakarsak olayları yorumlama şeklimiz de bir o kadar değişecektir. Cümle içerisinde çok sık kullandığım ibret kavramını biraz açacak olursam. İbret, olayların dış yüzüne bakıp onlardaki hikmeti kavramaya çalışmak, olaylardan ders alıp doğru sonuçlar çıkarmak ve buna göre davranmaktır. Yüce Kur’an’da geçen bu kavramın, âyetlerden anlaşılacağı üzere ancak akıl sahibi, sağduyulu yani akla uygun, yerinde karar verebilenler ve Allah’tan korkan kişilerin ibret alabileceği anlaşılmaktadır. İnsanoğlunun da tabiatında bulunan bu özellikler, onun musibetlere ibret nazarıyla bakmasında büyük rol oynamaktadır. Fakat Kur’an, alınacak ibretlerin bulunduğu zikretmekle birlikte insanların çoğunun tabiatta yer alan ibret verici nesne ve olayların âdeta üzerinden yürüyüp geçerek bunlardan ders alınmadığı gerçeğini de vurgulamıştır. Biz kullar, akıl ve sağduyu sahibi varlıklar olarak tabiatımızın farkına varıp elimizin altındaki nimetlerin üzerinden geçmek yerine artık nimetlerin farkına varmalıyız. Bakara sûresi 155. ayette Allah-u Teâla “Andolsun ki sizi biraz korku ve açlıkla; mallardan, canlardan ve ürünlerden eksiltmekle sınayacağız.” diyerek biz kullarına hayatta yaşanılabilecek imtihanları bildirmektedir. Ayetin beraberinde ise “Sabredenleri müjdele!” ifadesiyle nefislerimizi telaştan, dillerimizi şikayetten muhafaza etmemizi buyurmaktadır. Çünkü biliyoruz ki Yüce Allah, musibetleri sabırla karşılayan kullarına, lütfunu, rahmetini ve ebedi kurtuluş müjdesini bildirmektedir.

Malum virüs sebebiyle dünya üzerindeki tüm insanlar hem bedenen hem de rûhen etkilenmiş durumdalar. İşte böyle bir zamanda gönüllerin şifâsı Kur’an’a ve sünnete ümmet olarak daha çok bağlanmalıyız. Biz Müslümanlar biliyoruz ki her derdin arka planında mutlaka verilmek istenen bir ders vardır. Olaya bu gözle bakıp şerri, hayır ile def etmeliyiz. Ayrıca Allah-u Teala bize kulluk bilincini hatırlamamızı ve üzerimize düşen görevi yapmamız gerektiğini hatırlatmaktadır. Bunun bilincine varmalı ve nefislerimizle bir muhasebe içinde olmalıyız. Dünyayı bitimin eşiğine getirdiğimizin farkına varmalı, tüketim ve israf çılgınlığından kaçınmalıyız. Sosyal medyada yiyecek-içecek vb. gösterişi yapmayı bırakmalı, nefsimizi bu türlü kötü alışkanlıkları bırakma konusunda terbiye etmeliyiz. Bu günlerde bir süreliğine elimizden alınan nimetlerin değerini artık anlamalıyız ve bolca hamd etmeliyiz. İçinde bulunduğumuz şu karantina günlerinde temellerinin sarsılmaya başladığı aile kurumunu yeniden ayaklandırmalıyız. Ailemizle kaliteli ve bereketli vakit geçirmenin yollarını aramalıyız. Vaktinde eda edemediğimiz ve vakit bulup borcunu ödeyemediğimiz kaza ibadetleri yerine getirerek yükümlülüğümüzü/yükümüzü hafifletmeliyiz. Kendimize dönmeli, hak bilgisine, hakikat bilgisine ulaşmalı ve nihayet hakikat olma yolculuğuna çıkmalıyız.

Nun Kalemi

Yorumlar

  1. Çok güzel özetlemişsin. Fikrine, kalemine sağlık❤

    YanıtlaSil
  2. Yaşadıklarımıza bir ilahi ayet, bir işaret olarak bakarak her mümin bu işaretden farklı bir ibret çıkaracaktır.
    Kalemine sağlık.

    YanıtlaSil
  3. Can Teşekkür Ederim Biz Müslümanları Aydınlatma Düşüncelerinle Aydınlatmaya Devam Et Allahım Emeklerinizi Zay Etmesin

    YanıtlaSil
  4. Kaleminize sağlık, meramınızı çok güzel bir şekilde dile getirmişsiniz.

    YanıtlaSil
  5. Kalemine sağlık

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Az Özdür

Bir Âyet "Uyku"